Bütün benzetmeler eksiktir çünkü. Yalnız benzetmeler değil kelimeler eksiktir çünkü.
İslamiyet" kavramına ilişkin, ne anlamamız gerektiğine ve nasıl yaşamamız gerektiğine ilişkin, Müslümanların bu dünyadaki yerine ilişkin anlatılarda bulunan Özel; belki uzun zamandır arayıp durduğum o kalem oldu. Öyle ki çoğu satırlarında "Evet bence de" dedirtti bana. Bunun yanında karşı çıktığım düşünceleri de olmadı değil. Dili yer yer sert ve keskin olmakla birlikte yumuşak bir anlatıma sahip. Anlaşılır bir dile sahip olması kendini daha fazla okuttu açıkcası.
İsmet Özel -Taşları Yemek Yasak |
“Bununla birlikte insanın yeryüzündeki konumunu fazla idealize etmemek daha doğrudur. Çünkü günahlar insanlar için. Esasen müslim ve mü’min olmanın değeri insanın hiç ayağının sürtmemesi, hataya düşmemesi değil, ayağının sürttüğünü anlayabilmesi, hataya düştüğünü görebilmesinde saklıdır. Yani insanın kulluğu aklını kullanabildiği bir alanda gerçekleşebilen canlı, hayatiyete sahip bir durumdur. Bu canlılık, bu hayatiyet içinde insan kendisine verilen emanete yaraşır bir tavrı koyar. “
“Eğer bilmek için kullandığım araç bilinmeye muhtaç ise bildiğimi nereden bilebilirim. Öyleyse ne yapacağım? Bne de bütün kainat gibi deveranına bilerek ve isteyerek katılacağım. O zaman ben de bir kainat olduğumu anlayabilirim. Çünkü ben de dağlar gibi, ormanlar gibi, denizler gibi, bütün hayvanlar gibi, benim de çizilmiş olan yolda olduğumu, bana tanınmış sınırlar içinde bulunduğumu “bilerek” yaşar, “bilerek” ölürüm. Ama kafirler parçanın bütünü yönetebileceğini ifade ediyorlar. Tabiatın bir parçası olan Ademoğlunun tabiata yön verebileceğini zannediyorlar. Bu zan içinde insana mahsus zaman ve mekan tahrip ediliyor. “
“Batılı insan için önce bedeni baskıya sokmak ve sonra hiçbir denetimi tanımadan bedeni serbest bırakmak aynı yanlılın iki kere yaşanması oldu. Müslümanca bir yaklaşımla buna zulmün iki yüzü diyebiliriz. Batılı düşünce içinde dikkat çeken Marquis de Sade’ı kolaylıkla rahibin ters çevirmişi olarak anlamak mümkündür. Bedenin zorbaca kınanlasıyla bedenin serbestliğe ve başıboşluğa bırakılması arasında sıkı bir ilişki vardır. Aşırıklar karşı aşırıkları doğurmuştur. “
“Tam tersine çeşitlilik nasıl tek türdenliliğin çoğalması ise, bolluk da eldekinin gereksiz bir artışından ibarettir.”
“Günümüzde hiçbir ciddi düşünce adamı gelecekten söz ederken bir tedirginlik, bir iç burukluğu olmaksızın konuşamıyor. Bunun tek sebebi, açıkça itiraf edilse de edilmese de bilimsel denen dünya görüşlerinin tek boyutlu dar görüşler olduğunun kabul edilmesidir. Yeni ve geniş ufuklar masalına herkesin ve özellikle Batılıların karnı tok. Çünkü kentler genişledikçe daralıyor, görüşler çeşitlendikçe çıkmazlar artıyor. “
“...Bütün benzetmeler eksiktir çünkü. Yalnız benzetmeler değil kelimeler eksiktir çünkü. Yalnız benzetmeler değil, kelimelerin kendileri bile gerçeğe tam tamına tekabül etmekten uzaktır çoğu zaman. Ama bir durumu başka bir durumla açıklamak zihne her zaman bir esneklik kazandırıyor denilebilir. Zihni esnek tutmak esas olmalıdır, çünkü sonsuz bir akış içinde olan hayat, düşünceleri hep gerisinde bırakacaktır. Düşünceyi esnek sınırlarla korumak hayata ters düşmeyi bir ölçüde önler. "
Yorum Yap