Bana rüzgarın sert estiği bir yer söyle ki anılarımı kurutabileyim.
Bir kış gecesi uykunun aralığında elini soğuk duvara koydun mu hiç? Betondan elinin ayasına geçen ayaz bir buz parçasına döndürür tüm bedenini. Kaybettiğin bir aşkı tarihe gömüştür o an. Belki de hiç senin olmayan bir aşka hakaret. Benim gördüğüm zemheriye rağmen baharın geleceğini bilmekti o an. Her şeye rağmen umuttu. Olmadı. Tüm ömür zemheri olacakmış meğer. Nasıl bir kar yağışıydı, baharın müjdesini ilk ben vereceğim dünyaya diye heveslenirken? Kim bilir belki de tam gözümün önünde pembe ve sihirli tozların süslediği bir tiyatro oynamıştır. Bilemem neyin ne olduğunu zaman gösterecek. Öğrendim. Benim sarf edeceğim tek kelime "Eyvallah"
-"Tamam.
-"Teşekkür ederim.
-"Olsun.
-"Kadere razıyım."
Yaşım bu yaşadıklarımı hazmetmek için çok genç. Belki bir gün anlarım. Belki bir gün güler geçerim. Belki bir gün aşksızlıkla arama engeller koyabilirim.
Tıpkı yere serilen döşekte yatarken üşütmesin diye duvarla arama yastık koymak gibi.
Yaşarım biliyorum. Fakat ya umulmadık bir anda hatırlarsam aşkı. Ya geçmişe dönelim diye tutturursa yüreğim ve hiç susmazsa.. Susturamazsam. Mesela saçlarıma dolanan bir meltem savruğu geri getirirse bana öpüşlerini. Zaten peşim sıra gelmişse o gece oradaki yıldızlar. Bana rüzgarın sert estiği bir yer söyleyin ki anılarımı kurutabileyim.
Bu yazıya bir şarkı armağan etmek istiyorum: Fikret Kızılok - Bir Harmanım Bu Akşam
YanıtlaSilBu şarkı olur. Biraz keder hiç gocunulacak bi' şey değil.
SilHüzünlendim okurken...
YanıtlaSil2021'den ben de yazarken hüzünlüydüm.
Sil