Hayat ne tek bi andan, ne tek bi duygudan, ne de tek bir işten ibaret.Anladığım şu ki hayat teklik sevmiyor. O zaman nedir bu çaba tek olabilmeye dair
Bana ait bir an olsun istiyorum. Bana ait olabilecek bir şarkı çalmaya başlasın.
İnsan kimi zaman kendine ait bir zaman bırakmamak için
kafasının içinde ne kadar kuvvetli. Ben de. Öyle oluyor bazen. Oysa kendimize
ait bir kare bulabilsek, ucundan bir başlasak ne umutlu olacak şu yaşam denen
mücadele. Bu devri daim. Günlerin bitip
de başlaması.
Marjan Farsad-Dishab dinliyorum. Rastladığımız şarkılar, çarpıştığımız
kimseler, gördüğümüz fotoğraflar; bizim gözümüze iliştiği o andan itibaren bize
ait olmaya başlamıyorlar bence. Ben bize ait olan o şeyin bize gelişi, eksik
parçamızı buluşumuz olarak yorumluyorum bu durumu. Yani onlar tarihi belirsiz o
andan beri bize aittiler zaten. Dishab bana ait olan bir şarkı. Bana ait olan
bir an verdi.
Kendimde kendime baktım. Bana ait bir an olduğunun belirtisi
de bu işte. Kendimde kendime bakmak. Tam da bunu yapınca sanki bir parça daha yerleştiriyorum
puzzleı’ma.
Elbiseler, yemekler, ayakkabılar, rujlar… Gösterişler ve
imalar… Tüm bunların hatta daha fazlasının olduğu bu dünyada; olabildiğince
kendi halimde, bir başıma ve başına buyruğum. Yaşam denen devri daim her geçen
yaşımda daha bir cesaret çiziyor bu anlamda yüzüme.
Cesaretim kendime bakıyor. Bir sahilde oturup gurubu
izlediğim an, hiçbir şey yapmaksızın Mavi ile olan münasebetim bana iyi
hissettiriyor. Çabasız ve hiçbir şeysiz hayatta kalabilmeyi görmek bana
özgürlük katıyor. En çok da her bir şeyden geçmiş olmak, geçip de gitmiş olmak
bana şahane hissettiriyor. Güçlü bir boşluk, o an.
Yırtıp atmak, yarıda bırakmak, gücendirmek dünyalık işleri
ve sevenlerimi beni şımartıyor.
Hayat bu andan ibaret değil lakin. Hayat anlardan
ibaret. Ve bu anımda fark ettim ki bana
kimi huylarım yetmiyor. Her ne kadar rahat geçinsem ve bunun ekmeğini yesem de
gururlu olduğum çok anımı yad ediyorum.
Kendime çekip gitmek yerine affetmeyi, yarıda bırakmak yerine
kabullenmeyi, ziyanlarla uğraşmayı yeğliyorum.
Hayat ne tek bi’ andan, ne tek bi’ duygudan, ne de tek bir
işten ibaret… Anladığım şu ki hayat teklik sevmiyor. O zaman nedir bu çaba tek
olabilmeye dair. Evet tek olabiliyorsun, bunu gördün. Yani diyeceğim şu ki; tek
başıma oturduğum ve gurubu izlediğim, Mavi ile münasebetimi içeren o andan
sıyrılmanın da vaktidir.
Hayat anlardan ibaret. Kimi zaman sadece kendime, kimi zaman
ise içinde bulunduğuma ait anlar…
imza:alacamarti.
Kişinin kendi içinde ve içinde olduğu an içinde olması güzel ama paylaşmanın da lezzeti gerekiyor hayat sofrasında..
YanıtlaSilPaylaşım miktarını karakterimize göre ayarlarsak sorun olmuyor yani hem kendimize ihtiyacımız olduğu kadar alan/boşluk hem de paylaşmak eğlenmek için coğalmak için alanlar oluşturmak gerek.
Teklik Allah'a mahsus..keyifle okudum.
Teşekkür ederim. Yazdıklarınız anlatmak istediklerime tercüman olmuş. Bu yazımın bir hedefi olsaydı kesinlikle bu cümlelerle anlatılırdı. Ve evet hayatımızda yeter miktarda ve dengeli bir şekilde boşluk ve doluluk oluşturmak önemli olan.
Sil