Eller kimi zaman o kadar kuvvetlidir ki kulağımıza fısıldar haldeyken öyle bir an geliyor ki bir bakmışız beynimizin tam merkezinde bağırıyor.
Bu gece miraç kandiliymiş. Eskiden bu kandil gecelerini hatta tüm namaz vakitlerini bir görev bilinciyle eda ederdim. İmamhatipte, sonraları. En son ne zaman namaz kıldım hatırlamıyorum. Belki 2023 Ramazanı. Ya da 2022 Ramazanı. Neredeyse 2 yıl olmuş. Hatta 3 yıl olmuş olabilir. Bir görev bilinciyle ve kolektif yapılan bir eylemdi namaz benim için. Kendim için mi yapıyordum? Yoksa Allah için mi? Belki sevap için veya eller için. Birbirine karışmıştı sebepler. Nedenler ve nasıllar… Bıraktım. Kafamın karıştığı o yerde, akla karayı seçemediğim o yerde bıraktım. Ama şunu anlamıyorum bir insan neden Allah için namaz kılsın ki! Yani nedir bu cümlenin altında yatan mana. İçi boş bir yalakalık kanımca. Bir palavra. Allah’ın benim namazıma mı ihtiyacı var? O’nun hiçbir şeye ihtiyacı yok.
Gözlemlerime göre insanların
geneli ya sevap için ya da eller için namaz kılar. Bu gözlemim namazla olan
münasebetime ara verdiğim son zamanlardan. Bence bir insanın namaz kılmasının
tek amacı kendisi için olmalı. Bir insan kendisi için kılmalı. Günümüzde
kendisi için bir şey yapan insanlar bencil olarak adlandırılır genelde. Kendisi
için kitap okuyan, seyahat eden, şarkı dinleyen, kıyafet alan… İnsanın ruhuna
iyi gelsin diye yaptığı bir eylem bence namaz. Bir iyileşme seansı. Allah ile
iletişim anı. Yalnızlık. Belki çok
indirgedin diyecek kimileri. Fakat indirgemezsek, sıradanlaştırmazsak onu kim
alır ki eline.
yapraktan kuşa |
Namazı neden bıraktığıma dair net olarak göremem. Açıkçası nedenim tek bir unsur da içermez. Lakin şunu net bir şekilde söylemeliyim ki; ‘En son ne zaman kendim için namaz kıldığımı bilmediğim bir dönemdi.’ O zamandan bu zamana namaz kılmayı özlediğim anlar çok yaşadım. Bu gece bu özlemimi gidermeyi ne çok istiyor içim.
Bir taraftan da alkol aldıkça ve
bir adam ile seviştikçe alkol almaya hakkım kalmamış gibi oluyor. Bu ellerin
tespiti gibi duruyor. Allah böyle bir söz etmez. Bu Allah’ın lafına hiç
benzemiyor.
Yaşama cesareti bununla alakalı.
Aşık olma arzusu ve peşinden gelen yürüyüş. Hakkın olmadığına inanmamak.
Etiketleri ve ayrımları reddetmek. Yaşama cesareti. Yani hani bilincimizin ta
derinlerinden gelen o “Sevişiyorsa namaz kılmaz.” Lafını gerçek kılma çabasını
reddetmek. Günahı ve sevabı yaşamına dahil etmekten ürkmemek. Hiçbir insan tam
anlamıyla ne sevapkar ne de günahkardır.
Eller çok konuşuyor. Elleri
susturmak gerekli. Eller kimi zaman o kadar kuvvetlidir ki kulağımıza fısıldar
haldeyken öyle bir an geliyor ki bir bakmışız beynimizin tam merkezinde
bağırıyor. Kumanda onda. Yaşamımızı yönetir halde yakalıyorum onu. Eli.
hiç |
müzik. https://www.youtube.com/watch?v=w4XmPTYbL4g
Sea Of Hope - Rumi
imza:alacamarti.
Merhaba, samimiyetle söylemek gerekirse yazınızı okuyunca biraz üzüldüm. İnşaallah tekrar namaza başlarsınız. Namazları Allah için kılmak konusunda sadece kelimeye takılmışsınız gibime geliyor. Allah içinden kasıt Allah rızasından olsa gerek. Bizler namazlarımızı Allah emretti diye, O'nun emrini layıkıyla yerine getirmek için kılarız. Elbette insan günahkardır, günah işlemenin yanında namazlarını da kılabilir. Ancak namazlarında samimiyet gösterirse inanıyorum ki günahlar da ona çirkin gelecektir. Eller, aaah o eller.....
YanıtlaSilHer insanda kehanetleri gerçek kılmak için yaşamını sürdürme durumu var bence. Bu yazının doğum hikayesi bir kişinin namazı bırakmasından çok daha başka bir boyut. Baktığım yer geniş bir açıdan. Genel olarak insanlık halinden söz ediyorum aslında. Ayık olmama halimiz var. Bizim için biçilen rolü oynuyor gibiyiz. Kabaca sorgulamadan yaşayan bir insanın kendi kendine içini dökmesi gibi düşünülebilir.
SilYumuşak bakışınız için çok teşekkür ederim yine de.
SilAllah için namaz kılmak, Allah rızası için namaz kılmak demek, evet. Lakin bu yazımda amacım Allah rızası için bir insanın namaz kılmasını da gerçekçi bulmamam aslında. Tabi ki bu noktada da genelleme yapamam, sadece insanların kendilerini sorgulamasına aracı olursa bu yazım ne mutlu bana.
SilÇok cesur bir yazı bu! Seni takdir ediyorum Rukiye. Kim ne derse desin, kendine özgü ve samimisin. Her zaman olduğu gibi. Bir başkası ne der diye düşünüp hissettiklerini ve kaleminden fışkıranları yumuşatmamışsın. Soğuk su etkisi yaratıyor yazdıkların, okuyanda. Onları bir sorguya itiyor, mecburen. Eylemlerin arkasında yatan saiki düşünmeden yaşamı devam ettirmenin yaşamak olmadığını anlatmak istercesine. Umarım ihtiyacı olana ihtiyaç duyduğu cesareti verir. Eline sağlık 🌱
YanıtlaSilYazı yazarken de yaşarken de zor olanda fazlaca umursamaz ve basit olmak gerektiğine inanmaya başladım. Bu yazıyı yayımlasam mı diye düşünsem devamında çelişkileri büyütecekti zihnim. Basit düşündüm ben de. Aslında sadece bir kağıda içimi dökmüştüm, kağıtta duracağına burada dursun dedim.
SilNamazı zaten kendimiz için kılıyoruz. R başkadı görsün diye kılarsak mürai ve münafık oluruz.
YanıtlaSilAllahü Teala'nın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Böyle düşünürsek hata ederiz. Bizim için hikmetleri var ki emretmiş. Bu arada sadece namaz için de geçerli değildir bu. Her emrini O istediği için yaparız. Veya O istemediği için yapmayız.