Bir seyehatname yazıldı hayatıma ilişkin yazarı sen oldun. Teşekkür ederim. Şimdi sevgilim,
Çınar'a
Tüm konuşmalarımızdan uzaklaşıyorum. Sarfettiğimiz kelimeler birer parçacık oluyor havada. Onlarda uzaklaşıyor gözümün önünden bir kedicik çalısı gibi.
Senle ben bir zamanlar birlikte yaşadık, kavgalar ettik. Haklı çıkma gayretleri gösterdik. Birbirimize tanık olduk. En güzeli , yegane anlamı buydu yaşantımızın, birlikte akıp gitmemizin.
Şimdi 70'lerimde, 25'indeki o genç kızın kendini heyecanla, soluksuz, damarlı yüzüyle sana anlatışı gözlerimin önünde.
Sen 30'larında sokağımda gözlerimin önünden geçen bir yolcusun farz edelim. Tanımıyorum seni. Geleceğimden senin şimdine bakıyorum.
Dikkatimi çektin lakin sen o yabancı yolcu işte.
Dikkatimi çeken bir yabancı yolcudan çok daha fazlasısın ve yaşantıma şahitliğinle.
Zira senin bana bakan gözlerin yıllarca, beni duyan kulakların yıllarca, bana karşı ilan ettiğin kendinle kavga edişlerin ateşle, bir aynaydı kendime.
Bir seyehatname yazıldı hayatıma ilişkin yazarı sen oldun. Teşekkür ederim.
Şimdi sevgilim,
Ben gelecekte durağanken; sokağımda akıp giden oldukça kendi halinde o yabancı yolcuyu durdurmak gelmiyor içimden.
Sadece seyretmek istiyorum, nedenini düşünmeden ve bilmeden.
İçimden gelen gibi davranıyorum. Kim bilir umalım ki, senin seyehatnamemi yazışına öykünüyorumdur.
Teşekkür ederim benimle kavga ettiğin için yabancı yolcu.
Adımlarınla süzülürken yolunda yine gerçeksin, varsın, kendinsin.
Ben de kendimim, varım, gerçeğim.
Nasırlarımla, çıplaklığımla, çirkinliğimle ve doğallığımla...
Sen ormandaki gezgin avcı.
Ben ormanın kuytularında toprağa oturmuş çiçek.
En güzeline düşmüşüm tuzağın.
.
.
.
Ve tanığımız ikimizin Mavi.
Beni tuzağına düşürdüğün için teşekkür ederim avcım.
imza:alacamarti.
Yorum Yap