Bana yağmurlu Delhi sokaklarını hatırlatıyor. Rickshaw'a binmişiz, yağmur var, etrafta inekler ve bana göre başka dünyaya ait Hintliler...
Hindistan da 6 haftam geçti. Ben baya baya hayatımın bir kısmını Hindistan'da geçirdim. Ve bunları anlatmanı zamanı geldi de geçiyor bile...
Hindistan'da geçirdiğim zamanlar, oraya gitmeden önceki aşamalar, hazırlık sürecim, yurtdışına gitme fikrimin oluşması, Hindistan olur demem... Aslında o kadar çok şey var ki anlatacak. Hindistan'dan döneli üç aya yaklaşıyor. Anlatmak istiyorum, bir yandan işler güçler, bir yandan ertelemek laneti benim de üstümde tabi ki... En önemlisi de eksik bir şey kalacak diye endişem.
Yazmak, yazarken tekrar yaşamak istiyorum. Heyecanlıyım ve başlamak istiyorum artık. Bu kısım giriş bölümü olsun diyorum. Blog sayfamda "Hindistan Güncem" diye bir kısım olsun ve o kısımların bölümleri, 1,2,3...
Kaç bölüm olacak bilmiyorum ben de yazdıkça göreceğim. Mesela havaalanına gelişimi düşünüyorum, kafamda yazıyorum, oradan bile çok fazla cümle çıkıyor, iki sayfa bile olur yani:)) Benim şuan ki fikrim net 6 bölümü olacak bu "Hindistan Güncem"in.
Her bir bölüme fotoğraf koyacağım orada çekilmiş. Yazarken hintçe müzikleri dinliyorum. Biliyor musunuz, şöyle bir itirafım olacak. Oradayken hintçe müziklerden hoşlanmıyorum demiştim. Hatta sonlara doğru gına da gelmişti. Telefonda bile tüm uygulamalar hintçe reklam veriyordu:)) Şimdi kulağa çok hoş geliyor. Bana yağmurlu Delhi sokaklarını hatırlatıyor. Rickshaw'a binmişiz, yağmur var, etrafta inekler ve bana göre başka dünyaya ait Hintliler... Ha bi' de dönüş için havaalanına giderken bindiğim takside radyo açıktı orada kulağa çok romantik gelen şarkılar çalıyordu. İşte o gün sanırım hintçe şarkıları sevmeye başlamıştım. Biraz geç mi başlamışım, hahaha.
Aaaa sunmam lazım artık, çok anlatmak istiyorum ama bir sıralanış ve düzen olmalı. Başlıyorum.
Yorum Yap