"Kendi zamanları geçtikten sonra kendilerini daha çok sevdirmek"
Bak maaşıyla usulca yaşayan insanlara; hayatları da öylece gelip geçiyor. Her insan gibi onlar da bir gün gelip ölüyor. Var mı bu insanlardan anılan, bilinen, nam salan, hatırlanan? Tanıdıkları, ailesi elbette, tabi ki..
Şiir yazanlar mesela o adamlar ölüp gittiler. Hayatları yarım yamalak biraz tutuklu biraz kaçak geçti. Kuytu köşelerde hep şiirler yazdılar. Sıkıntılıydı hayatları, rahat yaşamadılar. Şimdi ne çok seviyoruz onları. Bir insanın kendi zamanından sonraki zamanlarda kendini sevdirmeyi bilmesi bir başarı değil de nedir?
Geçenlerde bir sanatçının "Tanrı'nın beni yanlış zamanda dünyaya getirdiğini düşünüyorum." dediğini duydum. "Biraz erken gelmişim."
Bunu böyle söylemeye katılmıyorum. Çünkü ben Yaratıcı'nın her şeyi bildiğine, bizim göremediğimiz nedenleri gördüğüne inanıyorum. Böyle olmakla birlikte sanatçıyı bu cümleyi kurmaya iten bu durumu şöyle açıklayabilirim:
Bazı insanların bir özelliği vardır. "Kendi zamanları geçtikten sonra kendilerini daha çok sevdirmek." İlk önce kendi zamanlarında kendi çevrelerinde; sonra başka zamanlarda başka başka insanlara sevdirmek.
İki şiir okumak yetti böyle düşünmem için.
.
Seni anlatabilmek seni.
İyi çocuklara kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
,
Seni bağırabilmek seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
(Ahmet Arif/Hasretinden Prangalar Eskittim)
ahmed arif okumayı sevdiğim nadir şairlerden :)
YanıtlaSilSana şiir okutmuş ne güzel.
SilMerhabalar.
YanıtlaSil"...Bir insanın kendi zamanından sonraki zamanlarda kendini sevdirmeyi bilmesi bir başarı değil de nedir?... " “Bâki kalan bu kubbede hoş bir sadâ imiş”
Selam ve saygılarımla.
Çok naziksiniz.
Sil